burada HAYAT var!
Web Sitemize Hoş Geldiniz

Kürt Sorunu mu Yoksa CHP’nin Anlama Sorunu mu?

400

KÜRT SORUNU MU YOKSA CHPNİN ANLAMA SORUNU MU?

Dil sorunu mu, özgürlük sorunu mu yoksa kişilik sorunu mu ya da yönetim sorunu mu olduğu konusunda adı da bir türlü konulamayan asırlık sorunumuzdur, Diyarbakır’da tartışılan sorun. Bu asırlık sorunumuzun sorun olmaktan çıkartılması için, “Çözüm süreci mi, barış yapılanması mı” adlarından birisi ile dahi bütünleştiremediğimiz çok adlı çok dilli gerçekte sorunun kimliği belirlenmemiş olduğundan isim kargaşası yaşadığı gerçeği içerisinde yuvarlanıp giderken, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’ da, Diyarbakır’a giderek; “Sizlerin sorunları ile ilgileniyoruz.

Siz de bizim ile ilgilenmiyorsunuz “sitemini yaptı. Özel konuşmalarında dedi mi bilmem ama siteminde bir, “Bakınız, ben de bu bölgenin insanıyım. Hemşeriniz Tanrıkulu’nu, sizler oy vermeyeceğinizi bilmemize rağmen rağmen, milletvekili yaptık. Genel başkan yardımcısı yaptım.” sözlerini eklemediği kaldı. Doğu-Kürt sorunu bir Diyarbakırlı sorunu değildir. Orada sanki ,bu sorun sadece bir hak ve özgürlükler sorunu gibi gösterilmesini de eksik gördüğümü hatta çekingenlik olarak bulduğumu belirtmek isterim.

Doğu-Kürt sorununun temelinde özgürlükler ve devletin yanlış uygulamalarının verdiği sıkıntılar kadar, bu sorunun temelinde asıl olarak; “üretim-emek- paylaşım” dengesizliği ile bu sorunu çevreleyen “mülkiyet-sömürü-baskı “unsurlarını görmezden gelmek, bu asırlık sorunu kucumsemekten öte bir şey değildir. Ağalık ve şıhlık işbirliği, devlet ve terör arasında bir kıskaçla, insanların hak ve özgürlüklerini yoksamaktadır.Sorunu kimliksizleştirmektedir.

O nedenle orada yaşayan insan için, evinde olmasının da, dağda olmasının da bir önemi yoktur. Bu yüzden PKK ya katılmakla, koruculuk yapmak arasında bir farkı bulunmamaktadır. Kürtlere özgürlük isteyenlerin siz hiç evrensel kişisel hak ve özgürlükler peşinde olduklarını gördünüz mü? Kitlesel hak ve özgürlükler ambalajı ile hak ve özgürlükleri de yeni tür ağa ve sıhların eli ile dağıtma eğiliminde olan bu güruhun, Öcalan’ın yattığı yerin büyüklüğü ve Öcalan’ın affı ile ilgilendiklerinin yarısı kadar bir zaman ayırdıklarını ve bölgedeki sömürü düzeni dile getirdikleri ve değiştirilmesi için uğraş verdiklerini ilgilendiklerini gördünüz mü? Günümüzde görünen ve inkar edilmeyen bir gerçek var ki; bölgedeki “Ağa-şıh “sömürü düzeninin temsilcileri, baskı güçleri olarak devlet adına AKP ile teröristler adına BDP ile güç birliği içerisindedir.

Böyle olunca CHP ağzı ile kuş tutsa bölgeden beklediği desteği almayacaktır. Alamaz da… CHP, bu koşullarda Diyarbakırlıya ne kadar sitem ederse etsin ya ağalık-sıhlık sömürü gücü ile işbirliği yaparsa oy alabileceği gerçeğini kabullenecektir. Ya da nasıl olsa olmuyor diyip ,onların sömürü düzeni ile mücadele edecek, oradaki insanların özgürleşmesini sağlayacaktır. Toprak ağanın elindedir. Cennet ise şıhın elinde. Silah devletin ve PKK’nın elindedir.

CHP’nin elinde ne var?

İşin özeti: Kılıçdaroğlu’na Diyarbakır havanında su dövdürülmüştür.

SONUÇ; CHP, KÜRT SORUNUNU, SORUN OLANLARIN GÖZÜNDEN GÖRDÜKÇE, ANLAYACAK ÇÖZECEK GÜCÜ HİÇ BİR ZAMAN KENDİSİNDE BULAMAYACAKTIR.

 

Av. İsmail Hakkı Konar

Araştırmacı Yazar

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku